16 Temmuz 2012 Pazartesi

sezeryan !

Normal doğum istediğimi sizlerle daha önce paylaşmıştım. Ama hayat her zaman planlananı yaşatmıyor insana :) 30 haziran sabahı, artık son başbaşa günlerimizi değerlendirmek için sevgili eşimle kahvaltıya gittik. sonrasında markete uğrayıp birkaç eksiğimizi alıyorduk ki ben bir akıntı hissettim. ama çok da oralı olmadım. eve geldik, Murat modoko'ya gidip Tuna'nın avizesini teslim aldı. bu arada ben kitap okudum. geldiğinde avizeyi taktık. artık herşey hazırdı. sıra marketten aldıklarımızı yerleştirmeye gelmişti ki.... benim akıntım göz ardı edilemeyecek boyuta ulaştı. Doktorumu aradım. hemen gel deyince, hazırladığımız hastane çantamızı, kapı süsümüzü alarak yola çıktık. Sanırım saat 14:30 civarı idi. Doktor muayenede kanamam olduğunu ve 1 cm açıklığa rağmen hala bebeğin başının oynar vaziyette olduğunu ve kanala girmediğini söyledi. yine de nst ye bağlanıp beklemeye başladık. bu arada kanamam devam ediyordu. Ancak nst de hiç bir sancı belirtisi yoktu. Sonunda sezeryan yapmaya karar verildi. 19:39 da Tuna bebek aramıza katıldı. En azından kendi seçtiği günde doğdu Tuna bebek :) Sezeryan'a gelince; çıkışta sürekli söylediğim bir cümle vardı: "kimse bana bunlardan bahsetmemişti." Sanırım doğum üzerine çok konuşulacak birşey değil. sonucunda da dünya güzeli bir varlıkla karşılaştığınız için zorlukları çabuk unutuluyor. Ama sonuç olarak bir ameliyat geçiriyorsunuz ve bebeği ziyarete gelenlerin neşesi bile size dokunuyor. sonrasındaki, özellikle 2 gün çok sancılı ve zor. Bebeğinizi kucağınıza almıyorsunuz ve gerçekten ciddi acınız oluyor. Ama şimdi 15 gün oldu Tuna bebekle tanışalı ve soranlara verdiğim cevap: ilk günler kötüydü aa şimdi bomba gibiyim. Biraz göbeğim dışında herşey yolunda.

İnsanoğlu unuttuğu , unutabildiği için biraz da bu kadar mutlu. O yüzden doğumlar güzel olaylar olarak aktarılıyor, o yüzden ikinci çocuklar yapılıyor... Böylesi çok daha iyi. Şu an eşim ve bebişimizle biz de çok mutluyuz.

Darısı tüm isteyenlerin başına...